deneme bonusu veren siteler 2023 yarışan at

Isparta’da Eğitim emekçileri öldürülen okul müdürü İbrahim Oktugan için ayakta

Kendimizin ve öğrencilerimizin canından endişe ederek okula gitmek istemiyor, can güvenliğimizin olmadığı bir eğitim sistemini kabul etmiyoruz!

Isparta Yayın: 10 Mayıs 2024 - Cuma - Güncelleme: 10.05.2024 16:49:00
Editör - Editör
Okuma Süresi: 7 dk.
Google News

İstanbul'da bulunan Özel Eyüpsultan Final Akademi Anadolu Lisesi Müdürü İbrahim Oktugan, geçen hafta okuldan uzaklaştırılan bir öğrenci tarafından önceki gün silahla vurularak öldürüldü. Bu olaya karşı tepkiler devam ediyor. Türk vatandaşlığı almış, ancak Irak kökenli olan 17 yaşındaki saldırgan Y.K., dün çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandı. Eğitim sendikaları da tepkilerini sürdürüyor.

Bugün EĞİTİM İŞ önünde bir araya gelen öğretmenler, "Artık yeter" diyerek Kaymakapı Meydanı'na  slogan atarak yürüdü ve burada basın açıklaması ve oturma eylemi gerçekleştirdi. Eğitim-İş, Eğitim-Sen, Eğitim Bir-Sen, Türk Eğitim-Sen ve Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası'nın çağrısıyla bir araya geldi. Meydanda "Artık yeter! Öğretmenlere yönelik şiddete ve öğretmenlerin katledilmesine hayır" yazılı pankart açıldı ve vatandaşlar alkışlarla destek verdiler. "Şiddete ceza, öğretmene güvence" sloganları atılırken, yapılan açıklamada öğretmenlere yönelik şiddetin sadece yasalarla engellenemeyeceği, aynı zamanda öğretmenlerin itibarsızlaştırılması politikalarına son verilmesi gerektiği vurgulandı. Öğretmenler, can güvenlikleri için mücadeleye devam edeceklerini belirtti.

Açıklamayı okuyan Eğitim-İş Başkanı Murat Akın, "Cezasızlık politikaları, şiddet suçu işleyen problemli kişilikleri cesaretlendirmektedir" dedi. Sendikalar adına hazırlanan ortak açıklamayı okuyan Akın, eğitim emekçilerine yönelik artan şiddete dikkat çekti ve onların korku ve güvensizlik duygularıyla baş başa bırakıldığını ifade etti.

Akın, "Bu korku ve güvensizlik duygusunun en önemli nedenlerinden biri, eğitim emekçilerine yönelik her türlü baskı, tehdit ve şiddet uygulayan kişilerin cezasızlık politikaları ile korunmasıdır. Çünkü bu cezasızlık politikaları, şiddet suçu işleyen problemli kişilikleri cesaretlendirmektedir" diye ekledi. Eğitim emekçilerinin baskı ve tehditler altında olduğunu, güvensiz ve güvencesiz iş ortamlarına itildiğini belirten Akın, "Öğrenci, öğretmen, veli ilişkisinin giderek bozulduğu bir ortamda eğitim ve öğretim mekanizmasının toplumu dönüştüren ve iyileştiren bir sonuç üretmesi beklenemez" şeklinde konuştu.

Kaymakapı Meydanındaki öğretmenlerin eylemine CHP milletvekili Yalım Halıcı, İl Başkanı Vedat Şenol ve Yönetim Kurulu üyeleride destek verdi.

İşte o basın açıklaması

Millî Eğitim Bakanlığı ve siyasi iktidarın eğitim emekçilerine yönelik söylem ve yaklaşımları ile Öğretmenlik Meslek Kanunu üzerinden emeğimizin değersizleştirildiği, mesleğimizin itibarsızlaştırdığı koşullarda, savaşlarda bile hedef alınmayan eğitim emekçileri okullarda şiddetin hedefi olmaya devam etmektedir.

Önceki gün ömrünün büyük bölümünü eğitime ve öğrencilerine adamış olan bir meslektaşımızı hayattan ve öğrencilerinden koparan ne basit bir öfke krizi ne failin öğrenci oluşu ne de failin uyruğu ile ilgilidir.

Bugüne kadar eğitimden sorumlu olanların yaptıkları açıklamalarda eğitimde yaşanan olumsuzlukların sorumlusu olarak öğretmenleri göstermesi, CİMER uygulamasının bizlere karşı bir sopaya dönüştürülmesi, MEB’in eğitimde yaşanan sorunlara çözüm üretmek yerine öğretmenleri ve idarecileri veli/öğrenci karşısında tek muhatap olarak bırakması, bugün yaşananlara zemin oluşturmuştur.

Bu ülkede okulda öğretmen öldürüldü! Söz bitti! Şiddetin, cinayetin tek bir faili olmadığını hepimiz çok iyi biliyoruz.

Cinayetin arkasındaki zihniyet, bizleri ötekileştiren, her fırsatta tehdit ederek hedef haline getiren, mesleğimizin itibarını ayaklar altına alanlardır. "Bir toplumun uygarlık düzeyi, öğretmene verdiği değerle ölçülür."

Öğretmenler, toplumun temel taşlarını döşeyen, gelecek nesilleri yetiştiren ve aydınlık bir geleceğe rehberlik eden mimarlardır. Öğretmene yapılan her saldırı, tüm topluma ve ülkenin geleceğine yapılmış bir saldırıdır. Unutmayalım ki, eğitimsiz bir toplum, karanlığa mahkumdur.

Buradan Milli Eğitim Bakanı’na soruyoruz;

  • Okulda şiddeti önlemek için daha kaç eğitim emekçisinin can vermesi gerekiyor?
  • İktidarın ve MEB’in plansızlığı nedeniyle okullarımız güvenlik açısından ciddi risk altındadır.  Okullarımızdaki güvenlik açığının faturasını canımızla mı ödeyeceğiz? 

Buradan bir kez daha altını çiziyoruz. Her suç gibi bu suçun da azmettiricileri olduğunu biliyor ve onları çok iyi tanıyoruz.

-Daha önce defalarca yaşadığımız cinayetler gibi bu son bu cinayetin de azmettiricileri;  öğretmenler çalışmıyor gibi yanlış bir algıyı toplumda yaymaya çalışanlardır.

- Bizleri bugün okullarımızda açık hedef haline getirenler;  liyakatsiz şekilde atandıkları koltukları bir hükümdarlık alanı gibi kullananlar, her fırsatta bizleri aşağılamaya çalışan mülki amirlerdir. Öğretmenliğin aynı zamanda bir uzmanlık mesleği olduğunu görmezden gelenlerdir. Okullarda şiddeti körükleyenler; eğitime dair eleştiri ve önerilerimize yıllardır kulak tıkamakta ısrar edenlerdir.

- Bizleri hedef haline getirenler; her fırsatta emeğimizi küçümseyenler, mesleğimizi itibarsızlaştıranlardır.

Bugün eğitim emekçilerinin canlarından endişe ederek okula gidiyor olması işte bunların eseridir. Bunun için atılması gereken ilk adım bu zihniyetin kökten değişmesidir.

  • Okullardaki şiddetin arkasındaki nedenler ortaya çıkarılmalı,  eğitim emekçilerinin can güvenliği sağlanmalıdır.
  • Okulda şiddetin son bulması için MEB’i acilen harekete geçmeye ve önlem almaya çağırıyoruz.
  • Okullarda yaşanan şiddet olaylarındaki korkutucu tırmanışı engellemek için bir an önce eğitimde şiddet yasası çıkarılmalıdır.
  • Eğitim kurumlarının tümünde, şiddetle mücadele etmek için alınması gereken somut önlemleri, ne yapılacağını ve nasıl önleneceğini gösteren bir eylem planı hazırlanmalıdır.
  • Failler toplumun vicdanını rahatlatacak ve yeni olaylar açısından caydırıcı olacak şekilde cezalandırılmalıdır.
  • Özel ya da devlet okulu fark etmeksizin, derhal tüm okulların güvenliği sağlanmalıdır.
  • Ahlak bekçiliğine soyunan RTÜK’ün toplumsal şiddeti başlıca gündemi haline getirip, mafya ve suç temalı TV yapımlarını denetlemesi sağlanmalıdır.
  • İçine bin bir tane gereksiz ve hatta zararlı içeriklerle doldurulan müfredat yerine şiddetin çağdışı ve yanlış olduğunu öğreten, toplumsal yaşam dersleri içeren öğretim programları hazırlanmalıdır.

Kendimizin ve öğrencilerimizin canından endişe ederek okula gitmek istemiyor, can güvenliğimizin olmadığı bir eğitim sistemini kabul etmiyoruz!

ARTIK YETER! CAN KORKUSUYLA ÇALIŞMAK İSTEMİYORUZ!

Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
google-site-verification=0wkXGS2D-Fnp5eHi9UOEqU2FyclYPXn99jLjWWUpr_g