Burdur Gölü’nde 54 Yılda Yüzde 47’lik Su Kaybı
Burdur Gölü acı acı siren çalıyor. Can damarlarımız birer birer kuruyor.
Türkiye’nin önemli su kaynaklarından biri olan Burdur Gölü, kuraklık, iklim değişikliği ve aşırı su tüketimi nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Gölün su seviyesi, 1970 yılından bu yana 20,29 metre azalarak, göl hacminin yüzde 47’sini kaybetti. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi’nden Prof. Dr. İskender Gülle, “Burdur Gölü ve diğer göllerde susuzluk artık sinyal vermiyor, acı acı siren çalıyor” uyarısında bulundu.
Türkiye’nin 7. büyük gölü olan Burdur Gölü, son yıllarda yaşanan kuraklık, iklim değişikliği ve aşırı su tüketimi nedeniyle ciddi bir su kaybı yaşadı. Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü verilerine göre, gölün su seviyesi, 1959 yılından itibaren ölçülmeye başlandığından bu yana en yüksek seviye olan 857,62 metreden, 2024 Şubat ayında 837,33 metreye kadar düştü. Bu da 54 yılda 20,29 metrelik bir azalış anlamına geliyor. Gölün hacmi ise 7 bin 426 hektometreküpten, 3 bin 952 hektometreküpe gerileyerek, yüzde 47 oranında azaldı.
Gölün su seviyesindeki düşüş, son 5 yılda daha da hızlandı. 2019 Şubat ayında 840,14 metre olan su seviyesi, 2024 Şubat ayında 837,33 metreye kadar indi. Bu da son 5 yılda 2,81 metrelik bir su kaybı demek. Gölün çevresindeki plajlar, iskeleler ve balıkçı barınakları da su seviyesindeki düşüşten etkilendi. Halk Plajı’nda eskiden tekne turlarının yapıldığı iskele, su seviyesindeki düşüş nedeniyle gölden 25 metre uzaklaştı.
Burdur Gölü’ndeki su kaybı, sadece gölün fiziksel yapısını değil, aynı zamanda gölün ekolojik dengesini de bozdu. Göl, Türkiye’nin en önemli kuş cennetlerinden biri olmasının yanı sıra, endemik bir tür olan Burdur dişli sazanına da ev sahipliği yapıyordu. Ancak, su seviyesindeki düşüş, gölün tuzluluk oranını artırarak, göldeki canlı çeşitliliğini azalttı. Göldeki balık popülasyonu da ciddi bir şekilde azaldı.
Burdur Gölü’nün kuruması, sadece gölün doğal hayatını değil, aynı zamanda bölgenin tarım ve ekonomisini de olumsuz etkileyecek. Göl, bölgedeki tarımsal sulama ihtiyacının önemli bir kısmını karşılıyordu. Ancak, gölün su seviyesindeki düşüş, tarımsal sulama için kullanılan yer altı sularının da azalmasına neden oldu. Bu da, bölgedeki tarımsal üretimi ve geliri düşürdü. Ayrıca, gölün kuruması, bölgenin iklimini de değiştirecek. Gölün soğutucu etkisi azalacak, bölge daha sıcak ve kurak hale gelecek.
Burdur Gölü’nün kurtarılması için acil önlemler alınması gerekiyor. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İskender Gülle, gölün havzasında suya olan talebin azaltılması, su tasarrufu ve verimli su kullanımı yapılması, gölü besleyen akarsuların korunması ve gölün çevresindeki kirlilik kaynaklarının ortadan kaldırılması gerektiğini belirtti. Prof. Dr. Gülle, “Burdur Gölü ve diğer göllerde susuzluk artık sinyal vermiyor, acı acı siren çalıyor. Gölün bu yüzyıl içinde telafisi mümkün olmayacak şekilde küçülmesini önlemek için, hem devlet hem de halk olarak sorumluluk almalıyız. Gölü kurtarmak için artık çok geç değil, ama çok da zamanımız yok” dedi.
Kaynak: yenicaggazetesi.com.tr