Yapı stokumuz ÇOK ZAYIF!
Yapı stokumuz ÇOK ZAYIF!
İnşaat Mühendisleri Odası Isparta İl Temsilcisi Şeref Korkmaz, Türkiye’nin deprem kuşağında yer aldığının altını çizerek, “İzlenmesi gereken tek yol, yapıların; mesleki derinliği olan, ahlakı ve etik anlayışı yüksek meslek insanları tarafından planlanması, tasarlanması, uygulanması ve denetlenmesidir” dedi.
1999 Gölcük Depremi’nden sonra sıklıkla gündeme gelen yapı güvenliği konusunda aslında çokta yol alamadığımızı Kahramanmaraş depreminde bir kez daha gördük. Adeta kağıt gibi yıkılan binalar, uygun demir kullanılmadığı için çöken yapılar, standardında kullanılmayan betonlardan dolayı ortaya çıkan görüntüler, bina zeminlerini daha geniş ticari alanlara çevirebilmek için kesilen kolonların yarattığı tahribat… Liste uzayıp gider…
İnşaat Mühendisleri Odası Isparta İl Temsilcisi Şeref Korkmaz, adeta slogan haline gelen o cümleyi tekrar ederken dilinde tüy bittiğini ifade etmeye gerek bile duymuyor: “Deprem değil, bina öldürür”
İnşaat Mühendisleri Odası Isparta İl Temsilcisi Şeref Korkmaz, “İzlenmesi gereken tek yol, yapıların; mesleki derinliği olan, ahlakı ve etik anlayışı yüksek meslek insanları tarafından planlanması, tasarlanması, uygulanması ve denetlenmesidir. Açıkçası, kentleşme bilimine uygun olarak tasarlanan yapıların, ‘Deprem Yönetmeliklerine’ uygun olarak tasarlanması ve üretilmesinin sağlanmasıdır. Ayrıca standartlara uygun malzemeler kullanılarak, etkili bir denetim mekanizmasının yapı üretim sürecinin önemli bir parçası olduğunun kavranmasıdır. Yapı stokumuzun durumuna baktığımızda doğa olayları karşısında son derece zayıf olduklarını söyleyebiliriz” diye konuştu.
Temel sorunları da sıralayan Korkmaz şöyle devam etti: “Plansızlık, çarpık kentleşme, yapı üretim sürecinin ve mesleki uygulamaların niteliksiz olması ve yapı üretiminin yetersizliğinden kaynaklanıyor. Sorun, depremin kendisi değil doğurmuş olduğu sonuçlardır. Üstelik ülkemizde binaların yıkılması için artık deprem bile gerekmiyor. Yapılarımız hiçbir dış etken olmadan bile yıkılıyor. Bu mesleki denetimin eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Yapıları depreme karşı hazırlamanın iki yolu vardır: İlki; Mevcut yapı stokunun durumu tespit edilerek iyileştirilmesi, onarılması, güçlendirilmesi veya yeniden yapılmasıdır. İkincisi; Yeni yapılacak olan yapıları bilim, teknoloji ve mühendislik ilkeleri doğrultusunda yapmaktır. Planlama ve tasarım aşamasından yapının kullanıma açılmasına kadar tüm süreç mesleki yeterliliğe sahip mühendisler tarafından yönetilmeli ve denetlenmelidir” dedi. (Bora Tüfeli habersulh)